16 Kasım 2008 Pazar

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI İNSANLIK AYIBI

Başörtüsü yasağı insanlık ayıbı
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda gerçekleştirilen 147. hafta eyleminde "başörtüsü yasağı" eleştirildi.



Platform adına İLKDER Yönetim Kurulu Üyesi Emine Özçelik tarafından okunan basın açıklamasında başörtüsü yasağının hiçbir hukuki dayanağı olmadığı vurgulanarak "uygulanan fiili yasak sebebiyle kadınlarımızın ve kızlarımızın eğitim ve öğretimlerinin engellenmesi, çalışma ve sosyal güvence haklarından mahrum bırakılması demokrasi, hukuk ve insanlık ayıbıdır" denildi.

Yapılan açıklamanın tam metni şöyle;

"SUSKUN KALMAYACAĞIZ"

"İnanç Özgürlüğü Platformu olarak, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören anayasa değişikliğinin iptali ile ilgili Anayasa Mahkemesinin açıkladığı gerekçeli kararı karşında suskun kalmayacağız.

Demokratik ülkelerde hiçbir kurum denetim mekanizmasının dışında tutulamaz Anayasadan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Anayasa Mahkemesi Anayasanın 148. Maddesinde ifadesini bulan 'Anayasa değişikliğini esastan görüşüp iptal edemez' açık hükme rağmen sayın üyeler başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören düzenlemeyi esastan görüşüp iptal ederek, anayasanın kendilerine vermediği bir yetkiyi kullanmışlardır.

Anayasa Mahkemesinin Üniversitelerde başı örtülü öğrencilere eğitim öğretim hakkı tanındığı takdirde, başı açık öğrenciler üzerinde baskı oluşturacağı, toplumsal huzuru bozacağı, ulusal dayanışmayı zedeleyeceği, kutuplaşmalara ve çatışmalara sebep olacağı varsayımı ile desteklenen gerekçeli kararı, reel bir hukuk normuna dayanmaktan çok uzak vehimlere varsayımlara ve ideolojik mülahazalara, hatta kehanete ve müneccimliğe dayalı bir karardır.

Hele, hele halkın dini eğitim ve öğretim talepleri, üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması ve Meslek Liselerinin Üniversiteye girişlerindeki katsayı adaletsizliğinin giderilmesi yönündeki arzuları, Kuran öğrenimine yaş sınırlaması getiren kanunun yürürlükten kaldırılması talepleri, Üniversiteleri ele geçirme, devlete sızma, laik ve demokratik rejime karşı başkaldırı harekatı olarak değerlendirilmesi Hiçbir zaman teröre bulaşmayan, canlı bombalığa soyunmayan haklarını ararken yasal zeminin dışına taşmamaya özen gösteren insanlara karşı 'Yavuz Hırsız' misali kendi haksız uygulamalarını haklı gösterme çabalarından başka bir şey değildir.

Anayasa Mahkemesi bu gerekçeli kararıyla Bütün dinlerin yaşanmasını garanti altına alan laiklik ilkesini, Anayasanın 90. Maddesiyle iç hukukumuzdan sayılan evrensel hukuk metinlerinden sayılan Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 18. 26. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. ve Ek 1 N0'lu Protokolün 2. Maddesini hiçe saymışlardır.

"Başörtüsü yasağı, Parlamento'nun çıkardığı bir kanunla konmadığı müddetçe yasal bir zemine oturtulamaz Çünkü Anayasa Mahkemesi Yasa ve Yasak Koyucu değildir. Kanunu iptal ederken yasa koyucu gibi hareket ederek yeni bir hüküm ihdas edemez. Dolayısıyla bir kanunu iptal ederken yasak koyamaz. Tek Yasa Koyucu TBMM'dir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aldığı kararlar yine Türkiye Büyük Millet Meclisinin aldığı kararla değiştirilebilir. Onun için Bu kararın hukuki bir dayanağı yoktur. Alınan gerekçeli karar da yok hükmündedir.

Başörtüsü inanma ve inandığını yaşama özgürlüğü ile ilgili temel hak ve hürriyetlerdendir. Anayasamızın 13. Maddesine göre Anayasa tarafından güvence altına alınan Temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması ancak yasayla sınırlandırılabilir. Bu özgürlüklerin kullanımını Sınırlayan herhangi bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Öyleyse Anayasa mahkemesinin İptal ve gerekçeli kararları yeni bir hüküm doğuracak nitelikte değildir. Üniversitelerde Başörtüsü hukuken serbest ancak fiilen yasaktır.

Uygulanan fiili yasak sebebiyle kadınlarımızın ve kızlarımızın eğitim ve öğretimlerinin engellenmesi, çalışma ve sosyal güvence haklarından mahrum bırakılması Demokrasi hukuk ve insanlık ayıbıdır.

Yüksek Mahkeme üyelerinin "Yüce Türk milleti adına" verdikleri bu karar hukukun hiçbir ilkesine ve kuralına uymayan, bilimselliğe dayanmayan, hayatın gerçekleriyle bağdaşmayan, vicdanlara sığmayan, halkın seçtiklerini, rehin "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözünü askıya alan, TBMM'ne ait olan yasama yetkisine fiilen el koyarak millet iradesinin tecelligahı olan TBMM'ni yok saymaya ve inançlarından dolayı onları aşağılama hakları yoktur."www.habervaktim.com

Hiç yorum yok: