5 Şubat 2011 Cumartesi

İslam Hukukunda Yönetime Başkaldırı

İslam dünyası kaynıyor. Bir halk hareketi sarıyor her yanı. Kimi kansız ama sancılı oluken,n kimi yerde de kan gövdeyi götürüyor maalesef.

Biz de bu güncelden yola çıkarak yeri gelmişken çok önemli bilgilerimizi tazeleyelim istedik.

Bilindiği gibi Müslümanlar kayıtsız ve şartsız Allaha (azze ve celle) ve Resulullaha (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) itaat etmek borcundadırlar.

Bir İslam Devletinde Devlet Başkanına (Halife’ye) ve diğer idarecilere itaat vazifesi ise kayıtlı ve şartlıdır. Bu kayıt ve şart, verilen emirlerin yasal olma şartıdır. Yani verilen emirler, Allah (azze ve celle) ve Resulullahın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) emir ve yasaklarından oluşan kanunlara ters düşmeyecektir. Değilse, Halik’a isyan olan yerde mahluka itaat yoktur.

Burada bir gerçeğin daha altının çizelim; ulu'l emr, İslam’dan çıkarak küfre düşerse, kendiliğinden azledilmiş olur. Müslümanlara yöneticilik hakkını kaybeder. Çünkü bir kafirin Müslümanları yönetme hakkı ve yetkisi yoktur.
Burada üç şeye dikkat çekmeliyiz:

Birincisi, itaat etmenin vacip olmamasından mutlaka isyan etmenin gerekli olduğunu anlamaya kalkışmamalıdır. İtaatın vacip olmaması, isyan etmenin vacip olmasını gerektirmeyeceğinden, itaat mecburiyetinde bulunmamakla, isyan mecburiyetinde bulunmak arasında fark vardır. İsyan hakkı başka, isyan etme vazifesi yine başkadır.

İkincisi, çağımızda kendilerine itaat etmenin vacip olmasını hak etmeyen hukuk tanımaz zalim ve zorba idarecilere karşı "sivil itaatsızlık", "pasif direniş" ve “demokratik muhalefet” gibi kavramlar geliştirilmiştir. Bunun İslamî temelleri vardır. Özellikle hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlükler, halkın iradesi, milletin egemenliği, yerel ve yerinden yönetimler, demokrasi… gibi kavramların bayraklarının yükseldiği çağımızda.

http://www.habervaktim.com/yazar/34591/islam_hukukunda_yonetime_baskaldiri_.html

2 yorum:

humeyra dedi ki...

Allah samimi olanlardan yapsın.

Şair Adem Armağan dedi ki...

Yorumunuz için teşekkürler...Amin.